Bir balın kalitesi ne kadar
yüksek olursa olsun; zamanla kesifleşen bal, donmaya başlar. İşte bu
esna; balın kalitesini çözmede en iyi durumlardan biridir. Hakiki,
kaliteli, polenli ve katışıksız bal zamanla donduğu zaman; YAĞ GİBİ BİR
KIVAMA dönüşür. İçerisine glucose (şeker) katılmış, saf olmayan veya
nektarı düşük yada hiç polen içermeyen bal ise donduğu zaman; KESME
ŞEKER ZERRECİKLERİ haline gelir. Bu da ağızda emildiği zaman hemen belli
olur. Yağ gibi kıvama dönüşen hakiki balın balın hileli olduğunu
zannedenler çoktur. Oysa, bugün teknikte çok ileri gitmiş olan
Amerika'da, Uzakdoğu'da ve Avrupa'da bal satan firmalar, etiketleri
üzerine - Halis kristalize olmuştur- ibaresini koyarak reklam
yapmaktadırlar. Demek ki; balın şekerlenmesi aleyhine sayılmaz. Kalitesi
yüksek yayla balları şekerlenerek kışın adeta tereyağı renk ve kıvamını
alırlar.
Bal, devşerildiği bitkilere, ihtiva ettiği suya, havanın sıcaklık veya
rutubetine; saklandığı kabın durumuna, petekli veya süzme oluşuna,
petekli ise sırlanmış veya sırlanmamış oluşuna, içerisindeki polen
miktarının az ya da çokluğuna bağlı olarak belli bir süre sonra, ya
mutlaka kristalize olur veya altta mayi (levüloz), üstte kristalize
olmuş (dekstroz) olmak üzere bulunduğu kap içerisinde iki ayrı kısma
ayrılır. Ancak unutulmaması gereken bir önemli nokta daha vardır ki
günümüzde katkılı, saf olmayan, hileli ballara çeşitli kimyasal katıklar
katarak hem şekerlenmesi önlenebilmekte, hem de aroma katılarak fazla
koku verilmektedir. Bu da bilhassa fabrikasyon yoluyla satılmakta olan
sürümü çok olan market tarzı ballarda görülmektedir.
Ayrıca son yıllarda dünyanın sayılı bal ülkelerinden sayılan ülkemizden
ihraç edilen balların bilhassa Avrupa ülkeleri tarafından beğenilmeyip
iade edilmesi; alınacak balların kaynağının çok iyi bilinmesi
gerektiğini göstermektedir.
|